29 Aralık 2009 Salı

yüz...
bir sessizliği yürüdün gece boyu...
akıl suskunluk,akıl sade...
sen bir yolu gecelerdir yürüyorsun...haberin var mı pencereden sokağı izlemelerinden?yok...sen sadece yürüyorsun...
acıkmaktı evet,hem de hiç acıkmak istemeden acıtmaktı amaç,yollara gidilecekti sessiz,dağlar...ne çok sevilirdi eskiden kimsesiz gidilen dağlar...
sustun...
hep susarsın...sen hep aslında yapmak istemediklerini yaparsın...

2 yorum:

kızgın damdaki kedi dedi ki...

oysa söylemek istediklerini başka şekillerde dile getiriyordu. anlatmanın hesabı kitabı başka. dinlemenin yolu yordamı başka. Bir söz uçar, gelip konar hiç umulmadık duygulara, duygular vardır ki ödünç verilir hissiz kelimelere. kim kimden alacaklıdır kim kime ne verir. bazen kelimeler eksilir duyguları çoğaltarak; bazen de duygular eksilir kelimeleri çoğaltarak.

suskunluk, görmek istemenin taslağı değil midir ?

selçuk dedi ki...

Sonsuz bir mavilik pencerede,alacak verecek kalmamış,komşuların yarısı kış uykusunda yarısı sarhoş.
konuşmaya gerek var mı?teklif edecek birşeyim yok ki,kalmadığından değil,hiç yoktu!İlahi sessizlik!pop art ı bilemedi diye terkedilir mi hiç adam?alemsin.hissiyatımın ölçüm birimi yok,korkarım olmayacakta.iki satır sarhoş olunca musikiye dadanmak babandan miras,ne yapsan değişemezsin.yan komşu bağlama çalıyor,akşam 8-10 arası türkü bardayım aramayın boşuna...ince duvar tanımı için bir devrimdir bu söylediklerim sen ister inan ister inanma.