21 Kasım 2010 Pazar

ben, o zamanlar öğrenciydim. şehirde kış ağır işlerdi, zamanı ve sabahı dondururdu, balkonlarına çiçek ekemediğimiz her ev için ağır kiralar öderdik, sahi biz kaç kişiydik?

ömür uzun diye serpilmeyi bekleşirdik, duraklar ve saatler kimseyi bir yerlere götürmeye niyetli değildi, şehir bir dumanı yutabilirdi, kimse umursamazdı. umursamadı.

kışa hazır mıydık gerçekten, sahi biz kaç kişiydik, kimdik, nereden gelmiştik, nereye varmıştık, kalacak mıydık? sormazdık, sormadık.

soğuk koridor boyu ellerimizi oğuşturmak, bir onaylanma çabası, bir anlamak endişesiyle her sabaha kışla başlardık, başladık. hediye çaldığım mataran cebimde, bu kış cebimde içki taşımak için çok büyüğüm, sokaklarda içmek için de, gelsen içerdik, gelmedin, içmedik.


...belki devam ederdik yazmaya, sormadın, etmedik...


msd

Hiç yorum yok: