27 Nisan 2010 Salı

.../..

söylendikçe sahipsizleşen bin türlü isim duydum,yazıldıkça silikleşen cümleler içinde kullanıldılar...


ikibinonuncuyirmiyedinisansabahı

23 Nisan 2010 Cuma

i would also have story s to tell
i'm a desperate human as well
don't be angry but i'm outta here
cause tonight i'm just find drinking beer ...

22 Nisan 2010 Perşembe

bir dönem pilotlukta yaptım?

Biz bir huysuzluğu paylaştık yıllarca...

böyle cümlelerle başlar olmuştu sabah sigaralarına. Ben uzun zamandır öğleden önce sigara içmeyi bırakmıştım.

sabahları odamın önünden yavaşça ama duraksamadan geçer,göz ucuyla içeriyi süzerdi, aradığı neydi? bu kesik, yazık cümlelerin gerisi aklından devam ediyordu da en garip olanları bana mı savruluyorlardı?

--elimde çok temiz inch cetveli var, boyumu bile ölçemiyorum.

6 Nisan 2010 Salı

?

yokluğu hiç böyle düşünmemiştim.

aslında yoksulluğu, yoksunluğu düşünmüştüm ama yokluğun bu kadar tarifsiz, şekilsiz, değişken bir şey olabileceğini aklımdan geçirmemiştim.

bir insan ne zaman gider?

bir insan gerçekten,

yolda yürürken, sabah uyandığınızda, pencereden bakarken sokaktan geçen insanları ona benzetmeye başladığınızda gider.

bu kalp ağrısı,bu yokluktur...

size bunu yapan kalbiniz ya da beyniniz değil, vicdanınızdır...

neden daha sık aramadım, neden son gün orda değildim, neden daha çok konuşmadım, neden daha çok söylemedim'lerdir.

size bunu yapan pişmanlığınızdır.