4 Ağustos 2009 Salı

dünya...

….bir çocuk gibi ararken…gün…sokak boyu yürüyor yorgunluğunu dünya,eve giden yolu bir türlü sabitleyemiyoruz…

bütün gece yoldaydım,sesler solgunlaşınca kimse takip edemiyor yüzümü,aklımı sokağın köşesinde bıraktım,anahtarları bulabilir misin?-yirmibir ekim ikibinsekiz,kaç bininci kalakalışın kalabalığın daralında?saydım…

…bir bulvar,iki konsolosluk,bir vadi,üç kedi koymuş sokak aramıza…bir şişe,iki eski koltuk,biraz fender,fa minör sözlük,belki birkaç sabah bile ağır geliyordu konuşmaya…yinede saydım,bir bulvar,iki konsolosluk,bir vadi,üçte kapı koymuş zaman içimize…

…bir çocuk gibi şaşırırken…

asla bilinmeyecek bir anlaşma,bir yarı zamanlı tesadüfleşmek bütün bu susup kalmalarımız,ne dilersen o olacak masalın sonunda,bu köşe yaz köşesi olacak,konsolosluğun duvarına bakacağız…çocuklar gibi aranırken…

m.s.d

Hiç yorum yok: