15 Ekim 2010 Cuma

pusula

uzak bir ihtimalle bu yağmur senin için hiçbir şey ifade etmeyecek, bağlarını ve köprülerini alıp çok tuhaf bir yerlere gitmiş olacaksın. bitirici bir soğuk ve başlangıçlar için eksik kalmış bir dolu notla, toparlanma şansı hiç kalmamış bir hikayenin ıslak çıkmazındasındır belki de.

uyu, gün nasıl geçecek bulutları göreceksin.

gümüş kadehler gibi, kullanışsız ama bir zenginliğin habercisi, kendini kaybetmiş bir pusula, menteşeleri kaynamış bir kapı gibi, ne açılabilirsin artık ne de gideceğin yeri biliyorsundur belki de. işte asıl hüzünlü olan budur gerçekte.

uzak bir ihtimalle bu yağmur senin için hiçbir şey ifade etmeyecek..

koşuşan birileri var etrafta, bir olmamışlığa acil müdahale görevlileri gibi. aşıklara yaşam koçluğu yapıyor sevip sevişmemiş ibneler. böyle zamanlarda sert içkiler içiyorum ben, yağmur durmadan yağıyor.

sokağın taşları ıslak, bu yazıda yazılamadan böyle kalacak, akıldan geçenler unutulup bir sigara daha yakılacak. bilinmeyen bir sebeptan ötürü, yarın sabaha da yağmurlu başlanacak!


msd/ankara2010

6 yorum:

gunes dedi ki...

evet selçuk, yağmur yağdığında artık daha çok ıslanacaksın ve
güneş açtığında tenin daha çok yanacak...
artık unutman mümkün değil, kanında akıyorken, istemesen bile...

selçuk dedi ki...

isteyip istememek, durumu özetlemiyor, aslında bu tür durumlar bir özette istemiyor.

gunes dedi ki...

haklısın, özet olamayacak kadar uzun çünkü.

selçuk dedi ki...

öyle

mor kedi dedi ki...

saçak altı insanı olmayanlar bilir bunu...yağmurun tadını yağmurlu sabahları... durmadan yağan yağmuru...

Duysev dedi ki...

bunu yazarken hangi şarkıyı dinlediğini çok merak ediyorum. Eğer eşliğin sadece yağmursa, beynindeki kıvılcımları söndürmemiş olmasını diliyorum.