7 Ekim 2010 Perşembe

... üzerine not(a)lar

Notlar

Gidip kendin için bir gün çal birilerinden, toplandık diye konuşmak zorunda değiliz ki, ben sizi en çok uyuduğunuz zamanlarda seviyorum. Masamın üzeri dağınık, aslında hiç bilmediğim notlarla dolu, deftere yazmakla aynı değilmiş, insanın yazısı bile değişirmiş.

Sokağından geçtim, ıhlamur ağaçları sonbahar olmuş, perdelerin kapalı, onca gün, az yağmur, az soğuk, çok değişiklik olmuş, yoktun, olmayanlara seni yazmadım.

Giderken anlattığın hikayeye bir son bulabildin mi? Eğer hala yazmadıysan sıradan bir ‘son’ um var senin için, posta kutuna bıraktım, oku da ağla. Bana bir şehir anlat, savaş ve açlık, sonrasında bozgun ama kral ölsün, kraliçe kadın pazarına düşsün, düşsün de anlasın sigortasız hizmet etmek ne demekmiş.



msd/ankara

4 yorum:

Adsız dedi ki...

benim hikayemin başı oldu ama sonu olmadı...zaten sonu olması taraftarı da hiçbir zaman olmadım...

peki "..." larımı nasıl dolduracağım ki? hikayemin(!)

selçuk dedi ki...

bilmiyorum, herkes bir şeyler yazar sonu başı olmamış hikayelere, birbirinden bağımsız değil ki olanlar aslında, hep bir başlangıç var sonunda.

... larını doldurma, başlık olmasa yazmazdım bile.

Adsız dedi ki...

Acimazligin da sevilebilir... Itirazım yok hakim bey!! MHY-gelecek MHD

Elif Gizem dedi ki...

çok güzel...