15 Aralık 2010 Çarşamba

bir kehaneti kendinden de önce görebilmek gibi tuhaf bir laneti vardı, elleri çamurdan, gözleri yosundan yapmaydı, geceleri akşamdan, yokluğu kendinden bozmaydı...

yaşamak gibi boşluklarıyla bir dönem ama bucaksız, ucu kime dokunursa artık, orada bir yalnızlık vardı, bir uçurum, bir kimseye dokunmadan göçüp gitmek isteği, bir yalancının çırpınışı vardı, uyudu...

iyi geceler, bütün sabahların ve senden çalınanlar için ne kadar taziyeye gelsem boş, bu sayfaları kimse yapıştıramaz artık yırtıldıkları defterlerime...

uyudu...

iyi geceler


msd/ikibinonuncuonbeşaralıksabahı
ankara

2 yorum:

Elif Gizem dedi ki...

Bu yazıları seviyorum... Kendiyle hesaplaşan, kendine kalan biraz huysuz, ama içinde naif bir adamı ele veriyor sanki...

Adsız dedi ki...

İki kişilik rezervasyon yaptırmışsın cehenneme,eşlik etmesem olmazdı....

Ama sen yine de son kuruşuna kadar soy aşkı,henüz vakit varken.....