21 Haziran 2010 Pazartesi

- alo, eternal sunshine ekibi mi?

-artis naber !!

yüzümün dönük olduğu Yiğit, eliyle arkamı işaret etti. tanrım bu ses, bu cıvık tonlama, bu mekandan ve zamandan azad kendini bilmezlik, bir deja vu kabusa mı kesiyordu kendini yıllar sonra?

usulca arkamı döndüm ve dönmemiş gibi yapmak için artık çok geçti... keşke artık çok geç olduğunu o da bilseydi diye düşündüm sesin sahibinden emin olunca...

-selam.. (tutkalı zayıf bir gülümsemeyle)
-selam? şimdi böyle mi olduk?
-eskiden nasıldık ki yi yutup, ‘naber abi’ ye geçtim..
-hiç değişmemişsin be oğğğğlummm.
-sen de hiç değişmemişsin(samimiydim).

değişilemeyeceğinin kanıtı önümde duruyordu, hem de kanlı canlı, salyalı, hafızalı...

-ne işin var oğğğlum burda senin?
-bi’şeyler içmeye çıktık asıl sen napıyosun?
-iki günlüğüne geldim iş için
(ve beni buldun!)
-iyi yapmışsın, nasılsın?
-iyiyim adamım sen nasılsın?
-yiğit tanıştırıyım,
ben sözü bitirmeden atıldı;
-can...
-memnun oldum.
-o tattoolar gerçek mi dostum?

yiğit in yüzünde şaşkın bir durgunluk ve sonra ince bir pıs lama...gülecek diye çok korktum (tut kendini nolur..yoksa Can giderek çoğalacak geceye)!

-çok eski arkadaşıyım bu yavşağın!
-ben de çok eski arkadaşıyım (bir pıs lama daha)

n’erde hata yaptım balonları barın en arka kısmından bile seçilmeye başlamıştı, yiğit güldü. utanmadan oturmaz mısın dedi can a, oturduk... filmlerdeki gibi, sahne flulaştı, bütün sekans sanki can la doluydu.

gece can ın ağzından çıkan her cümlenin sonuna bir tamlama yerleştirmesiyle devam etti. sigara içmek için dışarı çıktığımda kendi numarasını benden çaldırdığını öğrenmemle son buldu.. boşlukları siz doldurun.

ertesi sabah 10.30 suları...

-alo?
-adamım n’aber ben can?
-hangi can?
-?
-nası hangi can? liseden can lan ne çabuk unutulduk!
-ha selam, naber?
-iyidir.
-akşam yine tunalı da olucam, görüşelim.
-can ben kısa bi süreliğine yurt dışına çıkıcam bu akşam, dönünce ararım ama yerleşme ihtimalim var..
-vayy artisss, hadi bakalım, gitmeden göriyim oğğlum işte, kızlarla gelicem bak, yalnız bırakma beni, kırarım kafanı.
-can şarjım bitiyor.
dıt...dıt...dıtt..

bir süre koltukta kaldım...

-aslı bi sade kahve yapar mısın hayatım bana?
-yaparım da kimdi arayan?
-karmacandı?
-nassı yani?



burdan eternal sunshine ekibine sesleniyorum;

liseden hiç sevmediğim ve hiç başbaşa kalmadığım halde peşimi bırakmayan bir tanıdığım için randevu almak istiyorum, en kısa zamanda bana ulaşır mısınız? balonları takip edin lütfen.

tanrım görüyorsun biliyorum ve bana bunu neden yaptığını da bilmiyorum sanma!

8 yorum:

Unknown dedi ki...

hahaha bende de böyle bir can var:) lise (adı üstünde high school- kafası dumanlı okul) tanrının şakası olsa gerek!

selçuk dedi ki...

tanıyorum ben o can ı da :)

high-school : kafası en uzun süren uyuşturucu :)

Sazan dedi ki...

İlahi sen yahu, bu durumlarda ben telefonu sessize alıp, 'ay inanmıyorum, dur hemen geliyorum, panik yapma, alla alla' diyip açıklama bile yapmadan sıvışıyorum. n'oldu, bende gelseydim sesine ise, ararrrıımmmm diyorum...

Rüyamda menemen görmedim :)

selçuk dedi ki...

Nasıl görmedin?
o kadar bilinçaltı çalıştım ama ben sana dün gece :)

bazen o kadar hazırlıksız yakalanıyor ki insan, alayının hafızasını silesim geliyor.

ama çocuk haklı sanırım ben de de bir tuhaflık var.:)

Sittirella dedi ki...

Hehe :)
Ben cici bi taktik geliştirdim.
Direkt yüzüne söylüyorum hislerimi.
Süper duygu.
Deneyin bak, cidden.
İnsanların bilmeye hakları var onlar hakkında ne düşündüğünüzü.
Sevmediğime ; seni sevmiyorum diyebilmek...
'HAYIR' demeyi öğrenmek.
İnsanları kırmamak, üzmemek adına ne gibi sorumluluklar yüklüyoruz sırtımıza ve gereksiz yere.
Çözdüm olayı :)
'Hokuz Bokuz' der gibi.
N'ayır! bundan sonra.
:)

Hamiş: Can'da harbi yavşakmış be...

selçuk dedi ki...

Ella haklısın da bazen sarhoş, bazen hazırlıksız yakalanabilirsin. her zaman yapamıyor insan senin gibi:)

can her yerde aslında, o hayatımızda bir fenomen, hatta bu durum herkes biraz can dır a kadar gitti dün konuşurken:)

allah korusun diyor,sana sevgilerimi gönderiyorum.


not:
can ertesi gün mesaj çekti hangi ülkeye gidiyorsun, ben de yaz için plan yapmadım daha diye :)PP

var sen hesapla can ı artık.

Sittirella dedi ki...

Dur müsadenle şöyle demek istiyorum;
Ahahahahahahahaahahahahahahahahaha :)))))))))))
Kolay gelsin Selçuk sana :)
Ben de böyle Can'lar yok şükür :)

selçuk dedi ki...

umarım olmaz da hiç ama sana bir gerçeği söylemek zorundayım ella;

can er ya da geç herkesin hayatına girer!

bu arada nasıl oldun?