8 Haziran 2010 Salı

necati' ye

kırlangıçlar,

boyuyor gökyüzünü kanatları fırça darbesi... mor bir kale dökülüyor büyük uğraşlar sonunda, gökyüzü fethedilemeyen aşk. askerleri var o kalenin, suskun ama delice. boyadıkça örtüyorlar geceyi gündüze. deliliği çağırıyor kırlangıç çığlığı, yitik bir aklın evindeki partiye. tek kişilik. tek'in misafiri kişilik. ağızdan ağıza bırakıyorlar kelimeleri, sonra çoğalıp gökyüzü hanedanlığında taş atıyorlar yuvalarımıza taş atıyorlar korkusuzca. zavallı gözbebeklerim toprağa düşmüş yüzünü okuyor, ayrılık ve unutuş mevsimsiz bir şarkı. ne okuyorum o yüzde. yitik bir çocuk saati, yeşil çimenlerin ıslak tohumlarına karışmış. sonra ben saati ararken zaman yeşeriyor otların arasında. bir yapraktan bir yaprağa geçiyor dakikalar. onlarla beraber ben de büyüyorum. sonra saatleri taşıyor bir incir ağacı kendince. sevişmeler büyüyor o vakit, seher süt kesiyor ötüşlere.ben büyüyorum. büyüdükçe küçülüyor ellerime sığan yapraklar. zamanım daralıyor. iki noktanın payına düşen mesafeler uzuyor. bulamıyorum saatimi çimenlerin arasında. ağlayarak beliriyorum evin kapısında. yitik bir çocuğu saklıyor kapı. zamanlarımız karışıyor birbirine. hikayesini dinliyorum, hikayesi oluyorum eşiğin. sonra uzun uzun beliriyorum içime sinmiş öykülerin şaşkınlığıyla. genç bir delikanlı sesiyle atıyorum içeri bedenimi. pencereler var perdeleri ile kavgalı. yalnızlığı anlatıyorlar. çekimsiz pervazların asılı kumaşlara itirazlarını dinliyorum bir bir. dinliyorum, dinledikçe büyüyor kulaklarım. iki noktanın payına düşen mesafeler de büyüyor. odaya geçip yatağa bakıyorum. anıları yastığa saklamışlar. nemli, çok uzakta değil. ayaklarım ağrıyor. çınlayan kulaklarımı tanımıyorum. sesleri notalarına yabancı, uykuyu bekliyorlar. banyoya giriyorum.aynasında duvarın beyaz bir yüze bakıyorum şimdi. bakmadığımı biliyorum aslında. kaybettiğim iskeletten öte birşey. kaslarım değişmiyor. zamananımı durdurup açıyorum musluğu. suyla beraber akıp giden etlerim, eriyorum. eridikçe sayılarım sıfıra eşitleniyor. sonra düşlerimde üstümü örtüyorum, üşümemek için. öylece bekliyorum.

deliriyor mu şehrin yüzü, bu bir soru bütün cevaplar için.

anahtar kelime : intikam gezegeni

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ne de güzel uçuyordu. konmamak durağında bekliyordu.